Giriş: Araç Değer Kaybı Kavramı ve Önemi
Günümüzde trafik kazaları ne yazık ki sıkça karşılaşılan durumlar arasında yer almakta ve bu kazalar sonucunda araçlarda hasar oluşmasının yanı sıra, kazalı araçların ikinci el piyasa değerlerinde de kaçınılmaz bir düşüş yaşanmaktadır. Araç değer kaybı, bir trafik kazası sonucu onarımı yapılan araçta, kaza öncesindeki değeri ile kaza sonrası onarılmış haliyle piyasa değeri arasındaki farkı ifade eder.
Araç ne kadar iyi tamir edilmiş olursa olsun, hatta orijinal parçalarla değiştirilmiş olsa bile, Trafik Sigortaları Bilgi Merkezi (TRAMER) kayıtlarında yer alacak kaza kaydı veya onarım işlemleri nedeniyle piyasa değerinde mutlak bir düşüş yaşayacaktır. Bu düşüş, potansiyel alıcıların aracı hasarsız emsallerine göre daha düşük fiyata satın alma eğiliminden kaynaklanır. Araç değer kaybı tazminatı, tam da bu noktada, kusurlu olmayan araç sahibinin uğradığı maddi kaybın karşılanmasını amaçlayan önemli bir tazminat türüdür.
Değer kaybı zararının yanı sıra, kaza nedeniyle yan sanayi parçalar kullanılması durumunda oluşan hasar farkı zararı ve onarım süresince aracın kullanılamaması nedeniyle oluşan ikame araç veya diğer ulaşım giderleri de (dolaylı zararlar) talep hakkı doğurabilir.
Araç Değer Kaybı Tazminatını Talep Etme Şartları
Araç sahibi, araç değer kaybı tazminatını talep edebilmesi için belirli hukuki şartları sağlamalıdır:
- Çift Taraflı Trafik Kazası Olması: Değer kaybı talebi için çift taraflı bir trafik kazasının meydana gelmesi gerekir. Aracı duvara sürtme veya ağaca çarpma gibi tek taraflı kazalarda değer kaybı talep edilemez.
- %100 Kusurlu Olmama: Değer kaybı talep eden taraf, kazada tam kusurlu (%100 kusurlu) olmamalıdır. Taraflar verdikleri zarardan kusurları oranında sorumludur; örneğin, %50 kusurlu olan taraf, hesaplanan değer kaybı tutarının %50’sini talep edebilir.
- Hasarın Onarımının Gerçekleşmesi: Araçta kaza nedeniyle bir hasar oluşmalı ve bu hasar onarım işlemi görerek giderilmiş olmalıdır.
- Parçanın Daha Önce Hasar Görmemiş Olması: Değer kaybı talep edilen hasarlı parçaların, daha önce başka bir kaza nedeniyle hasara uğramamış olması gerekir. Aynı yerden iki kez hasar görülmesi durumunda son kazada değer kaybı oluşmayacaktır.
- Ağır Hasar Kaydının Olmaması (Pert Olmama): Kaza sonrası araç ağır hasar görmüş ve onarım masrafları ekonomik olmayıp araç pert (hurda) olarak ayrılmışsa, araç sahibi zaten piyasa sürüm değeri üzerinden tazminat alacağından, ayrıca değer kaybından söz edilemez.
- Basit Onarım İşlemlerini Aşması: Hasarın; mini onarım, far, silecek, jant ve cam gibi basit onarım işlemleriyle giderilmeyecek nitelikte olması gerekmektedir.
- Zamanaşımı Süresi: Talep, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve her hâlde fiilin işlendiği tarihten başlayarak on yıllık zamanaşımı süresi içinde yapılmalıdır (TBK md. 72).
Araç Değer Kaybı Tazminatından Sorumlu Olanlar ve Başvuru Süreci
Değer kaybı, haksız fiilden kaynaklanan bir gerçek zarar olarak değerlendirilir. Bu zarardan Karayolları Trafik Kanunu uyarınca (tehlike esasına dayalı kusursuz sorumluluk ilkesi gereği) müştereken ve müteselsilen sorumlu olanlar şunlardır:
- Kazaya sebebiyet veren kusurlu sürücü.
- Aracın işleteni (sahibi).
- Aracın Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortacısı (ZMMS/Trafik Sigortası) poliçe limitleri dahilinde.
- Poliçe limitini aşan kısım için, eğer mevcutsa, İhtiyari Mali Sorumluluk Sigortacısı.
Sigorta Şirketine Başvuru (Dava Şartı)
Araç değer kaybı tazminatının alınması için ilk ve zorunlu hukuki adım, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu md. 97 gereği, ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunmaktır. Bu başvuru bir dava şartıdır; sigorta şirketine başvuru yapılmadan doğrudan açılan davalar usulden reddedilecektir.
Sigorta şirketi, yazılı başvurunun kendisine ulaştığı tarihten itibaren en geç 15 gün içinde talebi cevaplamakla yükümlüdür. Eğer sigorta şirketi 15 gün içinde yazılı cevap vermez veya eksik/red cevabı verirse, zarar gören hukuki yollara başvurma hakkına sahiptir.
Hukuki Yollar: Sigorta Tahkim Komisyonu ve Dava Süreci
Sigorta şirketinin talebi karşılamadığı veya cevap vermediği durumlarda, zarar gören Sigorta Tahkim Komisyonu’na başvurabilir veya doğrudan adli yargıda dava açabilir.
- Sigorta Tahkim Komisyonu (STK): STK, sigorta uyuşmazlıklarının adil ve hızlı çözümü için kurulmuştur. Başvurunun komisyona ulaşmasından itibaren en geç 4 ay içinde karar verilmesi zorunluluğu kanun gereğidir, bu da süreci mahkemeye kıyasla hızlandırır. Ancak STK, yalnızca sigorta şirketleri ile uyuşmazlıkları çözdüğünden, araç sahibi ve sürücüsüne karşı talepte bulunulmak isteniyorsa mahkeme yoluna gidilmelidir. STK kararları uyuşmazlık miktarına göre kesinleşir veya itiraz/temyiz edilebilir (örneğin, 5.000 TL’ye kadar olan kararlar kesindir; 40.000 TL üzerindeki kararlar temyiz edilebilir).
- Dava Yolu: Değer kaybı davası, karşı taraf araç sahibine, sürücüsüne ve sigorta şirketine karşı açılabilir.
◦ Görevli Mahkeme: Sigorta şirketine karşı açılan davalarda Asliye Ticaret Mahkemeleri görevlidir. Asliye Ticaret Mahkemelerinin bulunmadığı yerlerde veya yalnızca sürücü/malike karşı açılan davalarda ise Asliye Hukuk Mahkemeleri görevlidir.
◦ Yetkili Mahkeme: Kazanın meydana geldiği yer mahkemesi, davalının yerleşim yeri mahkemesi veya mağdurun bulunduğu yer mahkemesi yetkilidir.
Araç Değer Kaybı Hesaplaması ve Yargıtay Uygulamaları
Araç değer kaybının hesaplanması teknik detaylar gerektirir. Hesaplamada, aracın markası, modeli, yaşı, hasar geçmişi, kilometresi, hasarın ağırlığı ve onarımda kullanılan parçaların niteliği (orijinal olup olmadığı) gibi kriterler göz önünde bulundurulur.
Anayasa Mahkemesi İptal Kararının Etkisi:
Önceleri araç değer kaybı hesaplamasında Karayolları Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası Genel Şartları esas alınmaktaydı. Ancak Anayasa Mahkemesi, E. 2019/40 K. 202/40 17.07.2020 tarihli kararıyla Karayolları Trafik Kanunu’nun (KTK) 90. maddesindeki genel şartlara atıf yapan kısımları iptal etmiştir.
Bu iptal kararının ardından, zarar ve zarar kapsamı artık 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun haksız fiillere ilişkin hükümleri ve Yargıtay uygulamalarına göre belirlenmektedir. Bu durum, sigorta şirketlerinin Genel Şartlar’a bağlı kalarak yaptıkları düşük ödemeler yerine, aracın piyasa rayiç değerine göre gerçek zararının hesaplanmasını gerektirmektedir.
Yargıtay İçtihatları ve Hesaplama İlkesi:
Yargıtay, araç değer kaybının tespitine dair yerleşik ve güncel içtihatlarında, hesaplama ilkesini netleştirmiştir:
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E. 2016/966 K. 2016/5728 T. 10.5.2016 sayılı kararında değer kaybını şu şekilde açıklamıştır:
“Değer kaybı, aracın trafik kazası sonucu hasarlanıp, onarılmasından sonraki değeri ile hiç hasarlanmamış haldeki değeri arasındaki farka dair olup, araçtaki değer kaybı belirlenirken, aracın markası, yaşı, modeli ve hasar gördüğü kısımları dikkate alınarak aracın kaza tarihinden önceki 2. el satış değerinin tespiti ile aracın tamir edildikten sonra ikinci el satış değerinin tespiti ve arasındaki fark göz önüne alınmaktadır”.
Yargıtay kararları, tamamen onarılmış olsa bile, kazaya uğrayan aracın tahribatın izlerini taşıdığını ve hasarsız araç değerinden düşük olacağını kabul etmektedir.
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 25.03.2022 Tarihli, 2021/21252 E. 2022/5913 K. Sayılı Kararı ise AYM iptalinin ardından uygulanacak hukuki zemini teyit etmiştir:
“Mahkemece AYM’nin iptal kararı sonrasında verilen 6.10.2020 tarihli kararda bilirkişi raporunda Yargıtay uygulamasına göre hesaplama yapan seçenek yerine, genel şartlara göre hesaplama yapan seçeneğin hükme esas alınması doğru olmayıp 6100 sayılı HMK’nın 363. maddesi gereği kanun yararına bozma isteminin kabulüne karar vermek gerekmiştir.”.
Bu kararlar, değer kaybı tespitinde uzman bilirkişilerce, aracın kaza öncesi serbest piyasa rayiç değeri ile tamir edildikten sonraki rayiç değeri arasındaki gerçek azalmanın hesaplanması gerektiğini vurgulamaktadır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/2049 E. 2021/771 K. Sayılı ilamı da bu kriterleri doğrulamıştır:
“Değer kaybı; bahsedilen kriterler göz önüne alınarak, aracın hasarsız hâliyle ve kaza tarihi itibariyle serbest piyasadaki ikinci el piyasa rayiç değeri ile aracın hasarı onarıldıktan sonraki hâline göre serbest piyasadaki ikinci el piyasa değeri arasındaki farkın tespit edilmesiyle bulunur.”.
Değer Kaybı Sürecinde Profesyonel Hukuki Destek
Trafik kazalarından zarar görenlerin, tazminat hakları ve çeşitleri bakımından yeterli bilgiye sahip olmaması sık karşılaşılan bir durumdur. Sigorta şirketleri, kendi kârlılıklarını artırmak amacıyla genellikle oluşan değer kaybı zararının gerçek değerinin çok altında teklifler sunmayı hedeflemektedir.
Bu nedenle, zarar görenlerin, hak ettikleri azami tazminat miktarını alabilmeleri için hukuki süreçlerin takibini sigorta hukuku alanında tecrübeli bir avukatla yürütmeleri büyük önem taşımaktadır. Avukat, tazminatın çeşidini ve miktarını profesyonelce tespit ederek, sigorta şirketinden hukuki süreç sonunda hak edilen şekilde çok daha fazla tazminatı sağlamaya yardımcı olacaktır. Ayrıca, tahkim yargılaması sürecinde kanunda belirtilmiş olan sürelerin kaçırılmaması ve doğru hukuki adımların atılması bakımından da avukat danışmanlığı önem arz eder. Sigorta simsarları olarak adlandırılan meslek dışı kişilere vekâlet verilmesi, hak sahibinin büyük maddi ve manevi kayıplara uğramasına neden olabilir.
